Goldenia Zeytinyağı Bir Ailenin Yüzyıllar Boyunca Süren Mirası
Nesilden nesile miras kalan bu topraklar, 5000 yıldan beri zeytinin anavatanıdır. Tarih boyunca 12’den fazla şehir devleti bu topraklara hükmetti ve tüm sakinleri zeytin ve üzüm sayesinde zengin, cesur ve sağlıklı bir yaşam sürdü. Dünyada yalnızca tek bir alan, “Zeytinyağının Altın Üçgeni” olarak adlandırılır ve bu topraklardan doğan tek bir “Goldenia” vardır. Goldenia, zeytinin ve zeytinyağının doğallığını ve kalitesini, geçmişten gelen bilgi birikimi ve modern tekniklerle harmanlayarak günümüze taşır. Goldenia’nın yeşil altından bahçeleri, antik adı “Passawanda” olan Gömeç’te bulunmaktadır. Bu bölge, zeytinin en verimli topraklarına ev sahipliği yapar ve burada yetişen her bir zeytin tanesi, özenle seçilip işlenir. Goldenia, doğaya saygılı, sürdürülebilir tarım yöntemleriyle zeytin yetiştirir ve en saf zeytinyağını üretir.
1750
Keçeciler Ailesinin Gömeç’e taşınması
1821
Rum Derebeyinden ilk zeytin ağaçları alındı.
1934 - Atatürk, Gömeç ve Mustafa Bey'i ziyaret edip Aile'ye "Yaşar" soyadını verdi.
1952
İsmail Yaşar ailenin başına geçiyor.
2021
Zeytin ve Zeytinyağcılık Serüveni devam ediyor.
Bizim için zeytincilik sadece bir iş değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır.
Amacımız, zeytinin ve zeytinyağının eşsiz faydalarını tüm dünyaya tanıtmaktır. Goldenia, kaliteyi ve doğallığı bir araya getirerek, her damlasında sağlığı ve lezzeti sunar. Goldenia olarak, geçmişten aldığımız ilhamla geleceğe doğru sağlam adımlarla ilerliyoruz. Müşterilerimize en iyi ürünleri sunmanın yanı sıra, yerel toplulukları destekliyor ve doğanın bize sunduğu nimetlere saygı gösteriyoruz. Geleneksel yöntemlerle modern teknolojiyi birleştirerek, zeytinin ruhunu ve tarihini her damlasında hissedeceğiniz ürünler sunuyoruz. Goldenia ailesi olarak, sizleri bu eşsiz yolculuğa davet ediyoruz.
Tarihimizi İnceleyin...
Goldenia zeytin yağlarının tarihi Osmanlı Saray Eşrafından Yeniçeri Kethüdası Keçecilerin İsmail Bey’e kadar uzanır. İsmail Bey ülkesine yaptığı hizmetlerden dolayı yeniçeri kethüdalığına kadar yükselmiştir. 1750 senesinin kışı, Saray tarafından havası ve suyu şifalı kabul edilen Ayvalık -Gömeç taraflarından o dönem ağırlıklı olarak Rumların yaşadığı bu bölgede kendisine araziler tahsis edilmiştir. Keçecilerin İsmail Bey ve Ailesinin yerleştiği bölge, kendileri bölge yerlilerine göre daha az güneş alan İstanbul’dan geldikleri ve beyaz tenli oldukları için “Akçalar” köyü olarak adlandırılmıştır. Aile o dönemde burada bulanan devasa palamut ağaçları sebebiyle develer ile palamut ticaretine başlamıştır. Ailenin ikinci kuşağı Keçecilerin Osman 1821 Yunan ayaklanması sonrasında bu bölgeleri yavaş yavaş boşaltan ve o dönemde burada yaşayan Rum derebeyinden bugün 350 yaşının üzerinde olan 50 adet zeytin ağacı satın almıştır .
Zeytin ve zeytinyağı macerası da böyle başlar. Rum komşularından bu coğrafyada binlerce yıldan beri var olan zeytin ve zeytinyağı kültürünün bilgilerini edinmişlerdir. Kuşaktan kuşağa, ağaca ve zeytine değer veren, babadan oğula, kıza zeytini nasıl işleyeceğini, ağaca nasıl bakacağını aktaran aile kendi bahçesini gün be gün, babadan oğula, kıza aktararak geliştirir. Cumhuriyetin ilanından sonra 6,7 köy birleştirilir ve Ulubey köyü oluşturulur. Nisan 1934’de Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bu bölgeye gelir misafir olur. Keçecilerin Mustafa, Mustafa Kemal Paşa ile sohbet eder. Sohbetin bir bölümünde Keçecilerin Mustafa’ya, Mustafa Kemal Atatürk memnuniyetinin ifadesi olarak “ – Sen çok yaşayasın Mustafa Bey” der. Aile bu sözü onur kabul eder soyadı kanunu ile beraber “Yaşar” soyadını alır. Keçecilerin Mustafa, Mustafa Yaşar olarak 1952’de ölür. Geride 2 erkek, 1 kız evlat bırakır. Ailenin küçük oğlu İsmail 10 yaşında ailenin başına geçer. Anasıyla beraber katır sırtında elleri ile binlerce ağaç eker. Kuyu suları ile onların can suyunu verir. Büyük dedelerden kalan mirası geliştirir. 1975 senesinde bölgenin ilk traktörünü alır. Şimdilerde Büyük oğlu Erdal Yaşar bu geleneğin devamı için hala İsmail Yaşar ile çalışmakta sırasını genç kuşağa devredene kadar aile geleneklerini canlı tutmaktadır.
Goldenia Zeytinyağları kendi bahçelerinin ürünüdür, araya başka zeytin girmez. Zeytin üretiminde değerlendirdikleri en genç zeytinleri 30 yıllıktır. 200 senedir dikiminden bu yana özenle baktıkları binlerce zeytin ağaçları vardır. Toplam zeytin ağaçları 16.000 adetten fazladır ve bu ağaçların %85 ini aile fertleri dikmiştir. Bir ritüel olarak her nesil için toplu ağaç dikimleri yapmışlardır. Yeni kuşak torunlar içinde bugünlerde dikim zamanı yaklaşmıştır. 200 seneden fazla özel bakım gören, yabana bırakılmayan zeytinden üretilen zeytinyağı bu özelliği ile Türkiye’de tek, Dünya’da ise sayılıdır. Bugün Dünya’nın birçok ülkesinde seçkin sofralarda ve gürme restorantlarında Goldenia zeytinyağı kullanılmaktadır.. Sofranıza ulaşan zeytinyağının 200 seneyi aşan bir gelenek ile “iyi tarım” yapılarak üretilmesinin ayrıcalığını yaşamanızı tavsiye ederiz.
Tecrubesi Dededen, Lezzeti Egeden….